top of page

Boşanma Hukuku

Ayrıntılı hukuki bilgi için iletişim;

info@karti.av.tr

Zina Sebebiyle Boşanma

Zina sebebiyle boşanma, Türkiye'deki Medeni Kanun'a göre düzenlenen bir boşanma türüdür. Zina, evli bir kişinin eş dışında birisiyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Bu durumda, aldatılan eş, zina olayını öğrendikten sonraki altı ay içinde veya zina fiilinin işlendiği tarihten itibaren beş yıl içinde boşanma davası açabilir. Eşlerden birinin aldatma olgusunu affetmesi durumunda, dava açma hakkı ortadan kalkar.

Aldatma sebebiyle boşanma davası, hem aldatma özel sebebine hem de genel boşanma sebeplerine dayandırılarak açılabilir. Davada, aldatmanın ispatı için çeşitli deliller kullanılabilir, bu deliller arasında tanık beyanları, telefon kayıtları, sosyal medya içerikleri, güvenlik kamerası görüntüleri, fotoğraflar ve benzeri sayılabilir.

Zina sebebiyle açılan boşanma davalarında, mahkeme kusurlu eşin mal paylaşımında hak ettiği payı azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Buna karşın, eşlerden birinin zina, diğerinin ise şiddet uygulaması durumunda, tarafların kusurları eşit kabul edilerek karşılıklı tazminat talepleri reddedilebilir. Bununla birlikte, aldatılan eşin üçüncü kişilere karşı manevi tazminat talebinde bulunması, bazı sınırlı durumlar dışında mümkün değildir.

İştirak Nafakası

İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda Türk hukuk sisteminde uygulanabilecek yasal işlemler ve sonuçları şu şekilde özetlenebilir:

  1. İştirak Nafakası Nedir?: İştirak nafakası, boşanma sonucu velayeti kendisine verilmeyen ebeveyne, çocuğun bakım ve eğitim giderleri için mahkeme tarafından belirlenen miktarda ödeme yapma yükümlülüğüdür. Bu nafaka türü, çocuğun yararına odaklanır ve ebeveynin mali gücüne göre belirlenir.

  2. Ödenmeme Durumu: İştirak nafakası ödenmediğinde, alacaklı taraf (genellikle velayeti elinde tutan ebeveyn) icra takibi başlatabilir. Nafaka borcunun ödenmediği durumda mahkemeye başvurulabilir ve icra yoluyla borcun tahsili istenebilir.

  3. İcra Takibi ve Tazyik Hapsi: İştirak nafakası ödenmediğinde, alacaklı tarafın icra dairesine başvurarak icra takibi başlatması mümkündür. İcra takibi sonucunda ödeme yapılmazsa, İcra ve İflas Kanunu'nun 344. maddesi gereği nafaka borçlusu hakkında tazyik hapsi uygulanabilir. Tazyik hapsi, borcun ödenmesi amacıyla uygulanan bir cezai yaptırımdır ve en fazla üç ay sürebilir.

  4. Mahkeme Kararı ve İtiraz Süreçleri: Nafaka alacağının tahsili için, alacaklının nafakaya hükmedildiğini gösteren bir mahkeme kararına sahip olması ve borcun ödenmediğini ispatlaması gerekmektedir. Nafaka borçlusu, icra takibine itiraz edebilir ve bu itiraz, borcun tahsil sürecini etkileyebilir.

  5. Borç Miktarı ve Süresi: İştirak nafakasının miktarı ve süresi mahkeme tarafından belirlenir. Genellikle çocuğun ihtiyaçları ve ebeveynlerin mali durumu göz önünde bulundurularak hesaplanır.

Özetle, Türkiye'de iştirak nafakasının ödenmemesi durumunda alacaklı tarafın başvurabileceği hukuki yollar icra takibi ve tazyik hapsi uygulamasını içerir. Bu süreçler, nafaka borçlusunun yükümlülüklerini yerine getirmesi için yasal bir baskı mekanizması olarak işlev görür.

bottom of page